Makaleler

Röntgen. Nedir? Ne işe yarar? Neden başvurulmalı?

“Efem röntgen insanların içini gösteren bi şeydir” diyor rahmetli Kemal Sunal gene rahmetli Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri Hababam Sınıfı’nın sinemaya uyarlanmış versiyonunda. Belli yaş grubundakiler eminim bu repliği suratlarında tatlı bir tebessümle hatırlayacaklardır. Bu makalemde röntgeni anlatmak istedim, eh röntgen denilince de aklıma gelen bu keyifli anıyla yazıma başlamadan edemedim…

Röntgen hakikaten de en basit anlatımla sadece insanların değil tüm canlıların içini gösteren bir cihazdır. Burada elbette çalışma prensiplerinden bahsedecek değiliz ancak bilinmesi gereken, röntgen cihazları x-ray ışınları aracılığı ile (tabi neredeyse sonsuz kombinasyonları sayesinde) fokuslandığı bölgenin uzman gözün anlayıp yorumlayacağı şekilde bir fotoğrafının alınması şeklinde anlatılabilir.

Senelerce anlatmaya çalışsak da pek başarılı olamadığımız şeylerden biri ne yazık ki çoğu zaman insanların biz veteriner hekimlerin mucizeler yaratabildiği inancı olmuştur. Anekdot vermek gerekirse; hasta klinikten içeri sahibinin kucağında gelir, anemnez (hastalık geçmiş bilgisi) olarak hayvanın kustuğu söylenir. Sizden beklenti şudur; hayvana bakarsınız, bir zahmet dinleyiverirsiniz sonra da hastalığın ne olduğunu anlar yani teşhis eder ve gerekli tedaviye başlarsınız. Eğer bunu yapabiliyorsanız sahibin gözünde iyi hekim; yok eğer yapamıyorsanız da kötü hekim olursunuz. Tabi ki tecrübeler bazen bir bakıda sıklıkla görülebilen hastalıklara teşhis koyabilmenizi sağlasa da aslında doğru olan yani en doğru teşhis için bir takım veriler ışığında tanı koymanız olacaktır.

Peki, nedir bu? Verilere geçmeden önce küçük bir sözlük bilgisi vermek istiyorum: “Teşhis veya tanı, bir hastalık ya da bozukluğu hastanın tıbbi geçmişini, belirtileri ve bulguları değerlendirerek ve hastayı çeşitli yöntemlerle muayene ederek tanımlama işlemi. Tanı terimi hekim ya da muayene eden kişinin vardığı kararı belirtmek için de kullanılır.” “Belirli bir hastalığa tanı koymak için hastanın geçmişi ve yaşadığı koşullar gözden geçirilir, çeşitli aygıtlarla şikâyetleri ve kendi saptadığı belirtiler dinlenir ve laboratuvar tekniklerinin yardımıyla ya da fiziksel muayene sonucunda belirlenen bulgular değerlendirilir.” (wikipedia.org)

Tanımdan da anlaşılabileceği üzere hekimin, hastalığa tanı ve teşhis (aslında ikisi de aynı şey ancak algı değişiyor) koyabilmek için bir takım yardımcı yöntemlere ihtiyacı vardır. Yardımcı yöntemlere başvurulmadan koyulan tanının hem bilimsel geçerliliği yoktur hem de ilerde ciddi sonuçlar doğurabilecek yanlış tedavilere sebep olabileceği unutulmamalıdır. Konu başlığı ile ilgisi olmamakla beraber sadece röntgen değil; laboratuvar muayeneleri, mikroskobik muayeneler, hatta MR ve Tomografi günümüz veteriner hekimliğinde sağlıklı teşhis koyabilmek adına başvurulan doğru yöntemlerden bir kaçıdır.

Şimdi bu genel, umarım faydalı olmuş olan bilgiler ışığında gelelim nedir bu röntgen, ne zaman kullanılır, ne işe yarar ve tabi nelerin teşhis edilmesine yarar faslına… Tabi burada sizi yoracak ya da kafa karıştıracak detaylı bilgiler yerine sizlerden sıkça gelen soruların derlenmesinden oluşan ana soruların cevabını vererek bilgilendirme yapmaya çalışacağım…

Ülkemizde veteriner hekimliğinde röntgen ne kadar süredir kullanılmaktadır? Röntgen veteriner hekimliğin de ilk önce Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde 1940’lı yıllarda kullanılmakla beraber 1990’lı yılların sonlarına kadar istisnaları saymazsak sadece veteriner fakültelerinde bulunmaktaydı. 2000’li yılların başlarından itibaren artık nerdeyse her klinikte röntgen cihazı bulunmakta ve aktif olarak kullanılmakta… Hatta gelişen teknoloji ile beraber dijital röntgenlerin kullanımı yaygınlaşır olmuş ve bu da biz hekimlere bilgisayar teknolojisinin avantajlarıyla çok daha net görüntüler sunmaya başlamıştır.

Röntgen denince öncelikle akla travmatik kemik hastalıkları örneğin kırıkların teşhisi geliyor. Sadece bunun için mi kullanılıyor röntgen? Diğer kullanım alanları nelerdir? Evet, haklısınız aslında ilk akla gelen bu… Kemik kırıklarında kullanım alanı oldukça yoğun ve teşhisimizi inanılmaz kolaylaştırıyor ve tabi operatif müdahaleleri de… Kırığın tam yerini, şeklini ve tarzını bilmek bize ciddi çözümler sunuyor. Ancak röntgen cihazı iç hastalıklarının teşhisinde de bize fayda sağlamakta. Hatta daha büyük fayda sağlamakta… Günümüz teknolojisinde bu cihazlar yumuşak doku görüntülerini mükemmel biçimde sunuyor ve bize erken teşhis konusunda önemli ipuçları veriyor. Zaten bu soru aslında ana fikir olarak bize altını çizerek bahsetmek istediğimiz konu hakkında da yardımcı oluyor. Röntgen cihazı sayesinde teşhis koyabilmekle beraber olmamış olan, olmak üzere olan hastalıklar konusunda da fikir sahibi oluyoruz ve önlemimizi alıyoruz. Yani “erken teşhis” koymuş oluyoruz ki bence bu hekimliğin en önemli unsurlarından biri. Bildiğiniz üzere her yazımızda koruyucu hekimliğin öneminden bahsediyoruz. Bu ve benzeri yardımcı yöntemler sayesinde koruyucu hekimliğimizi de layıkıyla yapmış oluyoruz. Örnek vermek gerekirse karın boşluğunda görmüş olduğumuz en ufak oluşumu bile değerlendirip oluşumun yerine göre kan tahlilleri alıp hatta biyopsi yapıp kanserin teşhisini çok erken dönemde yapabiliyoruz. Haliyle doğru ilaç tedavisi ile bir canı daha kurtarmış ya da ömrünü fazlasıyla uzatmış oluyoruz. Aslında aynı insan gibi!

Röntgen kullanımından önce teşhisler nasıl yapılıyordu? : ) Hekimlik mesleğinde geriye dönüp baktığımız zaman ustalara, eski hocalara büyük saygı duymamak mümkün değil. Röntgen cihazından öncesi teşhis açısından bence oldukça karanlık. Gene şöyle bir örnek vereyim. Bundan yaklaşık 1000 yıl kadar önce insanlar apandisit yüzünden ölüyordu ve hiçbir tedavisinin olmadığına inanılıyordu. Ta ki hekimlerin piri İbn-i Sina’ya kadar… Böyle büyük hocaların tıpta yaptığı çalışmalar ve büyük emekler sonucunda bu ve benzeri cihazlar gelişti ve insanlığın faydasına sunuldu.

Daha önce ne yapıldığını anlatmaktan ziyade bence tıbbi cihazların insan ve hayvan total olarak canlı yaşamına kattığı pozitif etkiler konuşulmalı! Röntgenin veteriner cerrahide kemiğin kırık, çatlak gibi travmalarını gösterebildiği gibi, doğum ve iç hastalıklarında da vücut boşluklarını ve organların görüntülerini sunarak bilgi verdiği unutulmamalıdır!

Bize kazancı nedir? Erken teşhis, erken teşhis ve gene erken teşhis… Tabi olan hastalığı tüm detayları ile yorumlayabilmemiz, doğru yaklaşımı gösterebilmemiz ve haliyle doğru tedavi yöntemini kullanıyor olmamız elbette paha biçilmez. Olan hastalığı teşhis ve tedavi etmek elbette çok önemli ancak ben hekimliği hastalığı tedavi etme faslına geçmeden önce (tabi ki kazalar, travmalar konu dışı) hasta olmamasını sağlamak olarak görüyorum. Röntgen cihazının vücut boşluklarını gösterebilme yetisi unutulmamalıdır.

Dr. Haluk Ömer
Author: Dr. Haluk Ömer

Pet Dünyası Veteriner Kliniği

Dr. Haluk Ömer

Pet Dünyası Veteriner Kliniği

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu