Egzotik HayvanlarSürüngenler

İguana

Ülkemizde beslenen iguanaların büyük bir çoğunluğu ‘Yeşil İguana’dır. Renkleri yeşilden kahverengiye doğru çeşitlilik gösterir. Yeşil iguanalar yağmur ormanlarında genelde nehir kenarlarında yaşarlar. Orta ve Güney Amerika’da, bazı Pasifik adalarında ve Florida’da bulunurlar. Ömürleri 15 ila 20 yıl kadardır fakat doğru beslenme ve bakım ile daha uzun yaşayabilirler. Genellikle 4.5 ila 7 kilo arasında bir ağırlığa sahiptirler, fakat ağırlıkları 18 kiloya kadar çıkabilir. Boyları 1.8 ile 2.1 metre arasında değişir.
Güçlü ayaklarını ağaçlara tırmanmak ve yüzmek için kullanırlar. Çok iyi yüzücüdürler ve bu, kas ve kemik gelişimleri için onlara faydalı bir egzersizdir.
Tamamen otçul olan iguanalar genel olarak bitki yaprakları, çiçekler ve meyvelerle beslenirler.

Yaşam Alanı;

İGUANAYA KAPALI BİR KABİN İNŞA EDİN (TERARYUM)

İguana için yapacağınız kabin minimum 60cm eninde, 150cm uzunluğunda ve içine koyacağınız bitkilerin uzunluğu kadar yüksek olmalıdır.

Eni 60cm olan bir kabin çok dardır fakat yüksekliğinden ötürü kabul edilebilir sınırlardadır. Kabin uzunluğu özellikle genç ve dişi iguanalar için oldukça iyidir. 2 metre uzunluğunda tam ergin bir erkek için eğer evin başka bir yerinde açık havada çevrili bir alan yoksa bu kabin ona sıkıcı ve dar gelecektir.

Isıtma ve aydınlatmada yüksek watt’lı ampuller kullanılmamalıdır. 100 watt’lık uygun bir ampul yüksek miktarda ısı verecektir. Gündüz ve gece için iki ampule ihtiyaç vardır. Bunlardan biri mavi veya siyah (75 W) gece için, diğeri uygun gün ışığı olmalıdır. Gün ışığı için mutlaka ultraviyole ışık kullanılmalıdır. Bu sağlıklı bir iguana yetiştirmek için kilit maddelerden biridir. Sürüngenler UVB radyasyon ışıması sayesinde derilerinden Vitamin D’yi üretirler. Vitamin D ise kalsiyum metabolizmasında önemli bir konuma sahiptir. UVB dalga boyu derecesi 290-320 nm’dir (nanometre). Bir UVB kaynağı tercih ederken bu dalga boyları arasında olduğuna özen göstermelisiniz. Işıma süresi ise 8-10 saat kadar olmalıdır.

İguananın saklanıp kaçabileceği çok fazla alan olmamalıdır. Çünkü çekingen bir iguana saklanma yeri bulma konusunda oldukça kararlıdır. Saklanan iguana yeteri kadar ısıdan yararlanamayacağı için hipotermi (beden ısısının aşırı düşmesi) tehlikesiyle karşılaşabilir.

İguananın beden ısısını düzenlemesine yardımcı olmak için ılık havanın hareketini sağlayan yavaş bir hava sirkülasyonu önemlidir. Küçük ve sessiz bir fan sıcaklığın ve nemin artmasını sağlarken kabin sıcaklığını arttıracaktır. Fanın düşük hızlı, sessiz ve çok güçlü olmamasına dikkat edilmelidir.

Gece ışığını gündüz de ısıya yardımcı olması için açık bırakabilirsiniz. Fakat kabin içi sıcaklığını düzenli olarak kontrol edip 18–21 derece ila 38 dereceler arasında olduğundan emin olmalısınız.

Yapacağınız yaşam alanında dikkat etmeniz gereken konulardan biri de ortamın nemidir. İguananın doğal yaşam ortamı oldukça nemli ve rutubetlidir. Oysa biz evlerimizi sıcak tutarız ve bunun sonucunda hava çok kuru olur. Çok nemli bir iklimde yaşamıyorsanız iguananızın genelde sağlanandan daha fazla neme ihtiyacı olacaktır. Nem oranını bir nemölçer ile kontrol edebilirsiniz. Nem oranı %70-%80 arasında olmalıdır. Teraryuma sığ bir kapta su koyabilirsiniz (içme suyundan başka 2. bir kap). İguananız burada kendini ıslatacaktır. Hatta yeterli büyüklükte alanınız varsa ve büyük bir teraryum yapmayı planlıyorsanız iguananıza mini bir havuz yapabilirsiniz. İguanalar çok iyi yüzücülerdir ve yüzmekten çok hoşlanırlar. Fakat suyu her gün değiştirmeyi unutmayın çünkü iguanalar tuvaletlerini suya yapmayı severler. Yapacağınız teraryumda yeteri kadar alan yoksa ve ikinci bir su kabı koyamıyorsanız iguananızı her gün ılık suyla spreyliyebilirsiniz.

Karıncaları ve diğer haşereleri uzak tutmak için yenmeyen besini her zaman teraryumdan uzaklaştırın. Olası problemleri azaltmak için temizlik en önemli faktördür.

Yapay bitkilerin ve birkaç dalın eklenmesiyle iguana kabininiz evcil hayvanınız için muazzam bir ev olacaktır. Eğer iguananız çok küçükse girip kaçabileceği bir deliğin olmadığı küçük bir kabini tercih edin. İguananız büyüyüp bu yeni evine alışınca yaşam alanını büyütebilirsiniz.

Asla bir iguanayı alıştırmadan yeni bir yere koymayın. İguanalar değişiklikleri sevmezler ve yeni bir alana konulduklarında kendilerini yaralayıp travmaya girebilirler. Bir saatlik denemelerle başlayın ve o etrafı keşfederken gözlemleyin. Daha sonra zamanı azar azar arttırın. Yeni bir yere koyulan iguana dışarıyı gördüğü yerlerde sürtünme ve tırmalama hareketleri yapacaktır. Eğer iguana iyice yerine alıştırılmazsa bu hareketler sonucu tırnakları çıkabilir, mahmuz veya burnu zedelenebilir.

Beslenme;

İguanalar hakkında en çok tartışılan konulardan biri besleme biçimidir. Pet hayvanı olarak iguanaların sayılarının artması ve onlar hakkında hala çok fazla bir şey bilmemizden dolayı, beslenme programları gibi birçok konu münazara edilip tartışılmaktadır.

Özel bir diyet veya mutlaka beslenmeleri gereken besinleri yazmak yerine beslenebileceği besinlerin ve tehlikeli olarak bilinen besinlerin listesini sağlamanın ve besleme tercihini iguana sahibine bırakmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz.

Her iguana gibi, sahiplerinin de farklı olduğunu biliyoruz ve bunun için beslenme programları üzerinde tartışmak yerine, bütün ve sağlıklı bir diyetin parçası olarak seçilebilecek besinleri tavsiye etmenin ve besin seçimini hayvan sahibine bırakmanın doğru olacağını düşünüyoruz. Esasında belli besinler ve metotlar hakkında bilinen birçok olguyu sağlamak istiyoruz ve umuyoruz ki iguana sahipleri de vermiş olduğumuz bilgilere dayanarak kendi diyetlerini planlayacaklardır.

İguanalar katı vejetaryenlerdir. Birçok iguana bakım kitabının ve bazı insanların hala iguanaları böcekler ve hayvansal proteinli besinlerle beslenmesi gerektiğini önermesine rağmen biz iguanaların katı vejetaryen (sadece bitki yiyen) olduklarını vurgulamak istiyoruz. Vahşi hayatta yaşayan iguanaların böcek yerken görüldüğü şeklinde bazı efsaneler duyabilirsiniz. Gerçekte vahşi yaşamda böcekleri sadece yanlışlıkla veya uygun besin bulamadıklarında yerler.

İguanalar nasıl yemek yerler ve içerler?

İguanalar besinleri çiğnemek yerine onları kesip parçalayabilecekleri küçük dişlere sahiptirler. Genelde büyük ısırıklar alırlar ve tamamını yutarlar veya basit bir dil darbesiyle besinlerini ağızlarına alırlar. Çok nadir olarak su içtiklerinde ise kafalarının büyük bölümünü suya sokarlar su yüzeyinin altından içerler veya bazen bitkilerin üzerindeki suları veya nemli yüzeylerdeki su damlalarını yalarlar.

Açıkçası bir yeşil iguananın bakımında en önemli unsur taze su ve besinin sağlanmasıdır. Taze su her zaman bulundurulmalı, sadece yiyecek beslenme sırasında konmalıdır. Kirli su veya bozuk gıdalar çeşitli sağlık problemlerine yol açabileceği gibi sağlıksız bir çevre yaratacağını belirtmek isteriz.

İguana ne sıklıkla beslenmelidir?

İguanayı günlük beslemek önerilir. Birçok kitap ve kimi insanlar yetişkin bir iguananın iki veya birkaç günde bir beslenmesi gerektiğini söylese de biz bütün iguanaların her gün beslenmesi gerektiğini öneriyoruz. Her gün beslediğiniz ve yeteri kadar gıda verdiğiniz sürece gün içinde vereceğiniz öğün sayısı önemli değildir.

İguana ne kadar beslenmelidir?

İguananın yaşına ve büyüklüğüne bağlı olarak iştahları da değişiklik gösterir. İguana çok fazla beslenmemelidir. Esasen daha fazla yiyemeyeceğine kadar beslemek güzel bir fikirdir. Hayvan sahibi iguanasıyla vakit geçirdikçe ve ona alıştıkça iguanasının ne kadar ve nasıl beslendiğini bilerek, beslenme miktarına kendisi karar vermelidir. Eğer iguana beslendiyse ve duruşundan doyduğu anlaşılıyorsa, arta kalan yemek olabildiğince çabuk bölgeden uzaklaştırılmalıdır. Böylece bozuk veya çürük besin yemediğinden emin olunur ve yaşam ortamı temiz tutulmuş olur. Hem de bu düzenli bir yemek yeme programı yapmanıza yardımcı olur.

Hangi saatlerde iguana beslenmelidir?

Genelde iguanayı sabah erken saatlerde beslemek doğrudur. Uyanmasının ardından 1 saat geçtikten sonra yemek vermek uygun olur. Sabah beslendikten sonra, besinlerin sindirimi günün uygun sıcaklığında olacağı için daha iyi bir sindirime olanak sağlar. Gün içinde daha fazla yemek verebilirsiniz fakat uyumadan önce aşırı beslemek iyi bir fikir değildir. Her gün aynı zamanlarda beslemek de iyi bir alıştırma olabilir.

Besinler çeşitli ölçülerde fakat sığ bir tasta verilmelidir. İguanalar genelde yemeğin içine kafalarını sokmayı severler ve bazen kabın üzerine çıkabilirler. Bu yüzden kolay devrilmeyen bir kap tercih edilmelidir. Yem ve su kaplarının temiz olduğundan emin olmalısınız. Daha önce de bahsettiğimiz gibi iguananızın ve yaşam ortamının temizliği sağlıklı olması için ilk koşuldur. Yaşam alanında yem su kaplarının yerleri de önem teşkil etmektedir. Yem kabını eğer mümkünse zeminden yüksek bir yere yerleştirin. Su kabının zeminde olması daha iyidir ve eğer alanınız varsa 2. bir su kabı koyabilirsiniz. Bu iguananızın su ihtiyacını karşılamasını kolaylaştıracaktır. Su kaplarını küçük seçerseniz üzerine çıkmak isteyip devirmesini engellemiş olusunuz.

İYİ BESİN KATEGORİLERİ:

Yeşillikler (%40-45): Kara lahana, şalgam yeşillikleri, karahindiba yeşillikleri (çiçekli), su teresi.

Diğer sebzeler (%40–45): Yeşil fasulye, bal kabağı, ezilmiş veya doğranmış bezelye, yabani havuç, kuş konmaz, bamya, yonca (olgun kısımları, tomurcukları değil), soğan, mantar, tatlı patates, kabak, havuç.

Meyveler (%10 veya daha az): İncir (kuru veya işlenmemiş), böğürtlen, çilek, üzüm, mango, kavun ve karpuz, papaya, muz, elma.

Tahıl yemekleri (%5’den az): Pişmiş pirinç veya hamur, beyaz ekmek.

Takviye protein (%5’den az): Yonca peletleri (tavşan yemi).

Nadir ve dikkatlice kullanılabilecek, fitat veya oksalat içeren besinler: ıspanak, pancar, pazı, kuzukulağı, bütün hububatlar, kereviz sapı, lahana, havucun üst kısmı.

Kesinlikle verilmemesi gereken yiyecekler:

Böcekler, kurtlar, süt, peynir çeşitleri, yumurta, kedi veya köpek mamaları, et. Kısacası tüm hayvansal besinler verilmemelidir. Çünkü daha önce de bahsettiğimiz gibi iguanalar tamamen otçul yaratıklardır ve hayvansal proteinlerin kullanılması metabolik rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Bunun yanı sıra yabanı otlara karşı da dikkatli olmanızı belirtmek isteriz. Çünkü bazı yabani otlar ve bitkiler iguanalar için toksiktir ve bunlardan kesinlikle kaçınılmalıdır.

Besinleri su ile spreylemek:

İguananızın beslenmesi sırasında gerektiği kadar su aldığından emin olmanın bir diğer yolu da yemeğini su ile spreylemektir. Bu işlem bir spreyleme şişesine su doldurarak ve besinleri bu şekilde ıslatarak basitçe uygulanabilir. Spreyleme işlemini düzenli olarak yapabileceğiniz gibi, yeteri kadar su almadığını düşündüğünüz zamanlarda da uygulayabilirsiniz.

Besinleri yıkamak:

İguananıza vereceğiniz bitkileri mutlaka yıkayınız. Çünkü bilindiği üzere bu besinler böceklere karşı ilaçlanmaktadır ve bitki üzerinde kalan bu ilaçlar iguanalar için önemli bir tehlikedir. Bununla beraber bitkiler ilaçlanmamış bile olsa üretim, transport ve marketlerdeki saklama koşullarından ötürü kontaminasyon riskini göz ardı etmemeliyiz.

Çeşitlilik:

İyi bir beslenmenin anahtarı iguananıza çok çeşitli besinler sunmanızdır. Vahşi yaşamlarında iguanalar çok çeşitli bitki ve meyvelerle beslenirler ve sizin de evinizde baktığınız evcil iguananıza aynı imkânları elinizden geldiğince sunmanız gerekir.

Güçlü Kemikler;

Vitamin veya minarelerin en bilinen yönü güçlü kemiklerin yapımına yardım etmesidir. Hepimiz süt içmemiz gerektiğini biliriz. Çünkü vücudumuzu sağlıklı kılar. İnsanoğlunun sağlıklı olmak ve düzgün büyümek için kalsiyuma ihtiyaç duyduğu gibi iguanalarda duyarlar. Bir iguana ve insanın büyüme oranı benzerlik gösterir. Her ikisi de yetişkin çağlarına hayatlarının yaklaşık ilk %20’sinde ulaşırlar.

Çocukların en önemli hastalıklarından biri olan raşitizm, besinlerle kalsiyumun yetersiz alınmasıyla birlikte düşük güneş ışığına maruz kalmalarından kaynaklanan Vitamin D yetersizliğine bağlı bir rahatsızlıktır. Raşitizm veya osteomalezi kemiklerin yumuşamasına veya zayıflamasına neden olur. Bu iguanalarda Metabolik Kemik Hastalığı’yla (MBD) veya daha doğrusu “Nutritional Secondary Hyperparathyroidizm”e (beslenmeye dayalı ikincil paratiroidizm) birçok benzerlik gösteren bir hastalıktır.

Çocuklarda raşitizm tedavisi sırasında Vitamin D’nin emilebilme ve metabolize olma yeteneğinin güneş ışığı ile arttığı keşfedilmiştir. Aslında Vitamin D deri tarafından, deri ultraviyole ışığa maruz kaldığında (özellikle güneş ışığı) salgılanmaktadır. Vitamin D yağda eriyen bir vitamindir ve bağırsak duvarları boyunca vücut tarafından emilir. Fakat iguananın bağırsak sistemi insan kadar gelişmiş olmadığı için bağırsaklardan Vitamin D emilimi gerçekleşmez. Bu sebeple Vitamin D ihtiyacını doğal güneş ışığından sağlar.
İguananın ihtiyaç duyduğu tek mineral kalsiyum değildir. Fosfor da bir o kadar önemlidir. Fosfor, kalsiyumla beraber kemik yoğunluğunu sağlamak için çalışır. Vitamin D bir hormon gibi davranarak kalsiyum emilimini düzenlerken, fosfat kandaki ve kemikteki, kalsiyum ve fosfatı dengeler ve ayarlar.

Güneş ışınıyla beraber (geniş spektrumlu ultraviyole ışını) iyi dengelenmiş ve uygun kalsiyum-fosfor oranına (2:1) sahip bir beslenme programı iguanaya normal kemik büyümesi için önemli olan unsurları sağlar.

Yüksek fosfora sahip ağır gıdalarla beslemek (ör; elma, muz, üzüm, domates, brokolinin üst kısımları) kan kimyasını olumsuz yönde etkileyeceğinden dikkatli kullanılmalıdır.

Kalsiyum emilimini, alınan besinler de etkiler. Oksalat ve fitat içeren besinler kalsiyum emilimini azaltırlar. Oksalat ıspanak, maydanoz, ravent ve yoncada bulunur. Eğer düzenli olarak bu besinlerle beslerseniz, zengin vitamin içeren diğer besinlerin olumsuz etkilerini azaltmış olursunuz.

SALMONELLA;

İguanaların (hepsi olmamakla beraber) çoğu Salmonella’yı sindirim sistemlerinde bulundururlar. Yani dışkılarında ve salyalarında Salmonella bulunma olasılığı yüksektir. Salmonella iguananın normal sindirim florasında bulunur ve iguanaya herhangi bir zarar veya tehlike teşkil etmez. Fakat insanlar için tehlikelidir ve bulaşıcıdır.

İguanalardan Salmonella enfeksiyonunu kapmanız, gerekli hijyen kurallarını yerine getirdiğinizde, yumurta veya tavuktan kapma olasılığınızdan çok daha düşüktür.
Son zamanlarda bazı haberlerde, birkaç çocuğun evde pet hayvanı olarak beslenen iguana ile olası kontaminasyonu sonucunda salmonella bakterisi ile enfekte olduğu bildirilmektedir. Salmonella küçük veya büyük çocuklar için çok tehlikeli bir mikroorganizmadır ve bağışıklık sistemi zayıf yetişkinlerde de halsizliğe neden olur. Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur ki tüm iguanalar doğuştan bu bakteriye sahip değillerdir. İguananızın bu bakteriyi taşıyıp taşımadığını öğrenmek için veterinerinize başvurup test yaptırabilirsiniz.

HER ZAMAN iguananızın kaplarını ve eşyalarını, ailenizinkilerden ayrı olarak yıkayın ve temizleyin. Hayvanınızla temas eden her şeyi (ellerinizi, eşyaları) HER ZAMAN anti bakteriyel sabunlarla yıkayın. HER ZAMAN lavaboları kaynar suyla veya dezenfektanlarla temizleyin ve orda kullandığınız sünger veya bezleri kendi bulaşık temizliğinizde veya iguananızınkilerde kullanmayın.

ASLA iguananızı öpmeyin! Hamile kadınların veya bebeği olanların daha da fazla dikkatli olması gerekir. Hamile bir bayanın asla bir iguanayla (veya herhangi bir sürüngenle) ve eşyalarıyla (kafesi, yemek ve su kapları, kafes içi dekorasyon malzemeleri…) temas etmemesi önerilir. Aksi takdirde salmonella enfeksiyonu nedeniyle düşük veya ölü doğum gerçekleşebilir.

Küçük bebekler de hastalığı karşı oldukça duyarlıdırlar ve bu sebepten dolayı ölüm riskleri bile vardır, bu yüzden çok dikkatli olunmalıdır. İguananızla ilgilendikten sonra bebeğinizin veya çocuğunuzun yanına gitmeden önce HER ZAMAN ellerini anti bakteriyel sabunla yıkayın ve üzerinizdeki kıyafetleri değiştirin. Anne baba olarak, çocuklarınızı sürüngenlerin etrafındayken gözlemlemelisiniz, onlara sürüngenlerle oynarken ellerini sürüngenlerin ağzına sokmamayı ve oyunları bittikten sonra ellerini mutlaka tamamen yıkamalarını gerektiğini öğretmelisiniz.

Dr. Haluk Ömer
Author: Dr. Haluk Ömer

Pet Dünyası Veteriner Kliniği

Dr. Haluk Ömer

Pet Dünyası Veteriner Kliniği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button